İnternet hayatımıza girdiğinden beri, çocuklarla oynanabilecek oyunlar hakkında rahatlıkla araştırma yapabileceğimiz, uçsuz bucaksız bir havuz oluştu."Çocuklarımıza nasıl oyunlar oynatırsak zekası hızla gelişir?" sorusunun cevabını gördüğümüz başlıklar, bizi daha çok ilgilendirmeye başladı.Montessori diye bir eğitim şekli çıktı ve kısa sürede ülkemizde moda oldu.Kötü mü?Tabii ki hayır.Gayet güzel bir metod.Daha fazla ticari amaçla kullanılır oldu.Eskiden oynanan saklambaç,sek sek, körebe gibi oyunları, modası geçmiş, çocuğa hiçbir şey vermeyen oyunlar gözüyle bakmaya başladık.
Bu konuda o kadar çok yazı yazılmaya başlandı ki, artık kafamız iyice karıştı.Bir psikoloğa danışmadan, çocuğumuza hangi oyunları oynatmamız gerektiğine karar veremez olduk.
Bana göre hangi oyunu oynayacağımıza karar vermek çok basit.Neden mi?Çünkü her oyunda mutlaka kazanımlar oluyor.
Örneğin saklambaç oynarken çocuklarım çok eğleniyorlar.Basit ve modası geçmiş gibi görünse de, bu oyun sayesinde, küçük yaşta iki dilde 10'a kadar saymayı, saklanıp beklerken sabırlı olmayı, zamanla sobelendiklerinde kızmayarak, başarılı oldukları gibi başarısız da olabileceklerini, saklanmak için daha iyi yerler ararken alternatif yaratmayı ve çözüm bulmayı öğrendiler.Koştukları ve kıkır kıkır güldükleri için karın,bacak ve kol kasları bolca çalıştı.Anne-babayla oyun oynadıkları için ilgi ve sevgi ihtiyaçlarını karşıladılar ve değerli olduklarını hissettiler.
Biz alıştığımızın dışında, hep yeni şeyler görmek istiyoruz.Çocuğumuzun da bizim bildiklerimizi bildiğini farz ediyoruz.Oysa düz beyaz kağıttan origami ile yaratacağımız her şekil, bana göre çocuğumuzun yaratıcılığını geliştirmeye yardımcı olur.Tüm geri dönüşüm projeleri de küçük kasları çalıştırarak el becerilerini geliştirmenin yanında, çöpe atmadan önce her nesneyi nasıl değerlendirebileceğini düşünmeye teşvik eder.
Biz evde o kadar çok geri dönüşüm projesi yaptık ki,3 yaşındaki oğlum artık eline boş çay kutusu geçtiğinde, "Anne!Bundan bir araba yapabiliriz!" diyebiliyor.Bir çok meslek dalının yaratıcılık gerektirdiğini düşünürsek, çocukların geleceği açısından çok büyük bir kazanım olduğunu görebiliriz.
Oyuncakları konuşturarak oynarken, diyalog kurmayı öğreniyor.Hayal gücünü kullanarak beyin jimnastiği yapıyor.Yaşadıklarını oyuna yansıtıyor.Anlatmakta zorlandığı konuları, oyun oynarken daha rahat ifade edebiliyor.
Örnekleri sayfalar dolusu yazabilirim.Her oyunun çocuklarıma ne kazandırdığını düşünmek yerine, eğlenceli vakit geçirip geçirmeyeceklerini düşünüyorum.Zorla faaliyet yaptırmıyorum.İstemedikleri oyunu oynamaya zorlamıyorum.Fikirlerini soruyorum.Kararlarına saygı duyuyorum.Oyun esnasında, kendilerini suçlu hissettirecek cümleler kurmuyorum.Özgür olacakları oyun ortamları yaratmaya çalışıyorum.
Oyun oynarken bol bol kahkaha atsınlar, öğrenirken eğlensinler istiyorum.
Oynayacağımız oyunun eğitici olup olmadığına takılıp kalmaktansa, çocuğumuzu ne kadar mutlu ettiğine odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum.
Sevgiyle kalın...
Örneğin saklambaç oynarken çocuklarım çok eğleniyorlar.Basit ve modası geçmiş gibi görünse de, bu oyun sayesinde, küçük yaşta iki dilde 10'a kadar saymayı, saklanıp beklerken sabırlı olmayı, zamanla sobelendiklerinde kızmayarak, başarılı oldukları gibi başarısız da olabileceklerini, saklanmak için daha iyi yerler ararken alternatif yaratmayı ve çözüm bulmayı öğrendiler.Koştukları ve kıkır kıkır güldükleri için karın,bacak ve kol kasları bolca çalıştı.Anne-babayla oyun oynadıkları için ilgi ve sevgi ihtiyaçlarını karşıladılar ve değerli olduklarını hissettiler.
Biz alıştığımızın dışında, hep yeni şeyler görmek istiyoruz.Çocuğumuzun da bizim bildiklerimizi bildiğini farz ediyoruz.Oysa düz beyaz kağıttan origami ile yaratacağımız her şekil, bana göre çocuğumuzun yaratıcılığını geliştirmeye yardımcı olur.Tüm geri dönüşüm projeleri de küçük kasları çalıştırarak el becerilerini geliştirmenin yanında, çöpe atmadan önce her nesneyi nasıl değerlendirebileceğini düşünmeye teşvik eder.
Biz evde o kadar çok geri dönüşüm projesi yaptık ki,3 yaşındaki oğlum artık eline boş çay kutusu geçtiğinde, "Anne!Bundan bir araba yapabiliriz!" diyebiliyor.Bir çok meslek dalının yaratıcılık gerektirdiğini düşünürsek, çocukların geleceği açısından çok büyük bir kazanım olduğunu görebiliriz.
Oyuncakları konuşturarak oynarken, diyalog kurmayı öğreniyor.Hayal gücünü kullanarak beyin jimnastiği yapıyor.Yaşadıklarını oyuna yansıtıyor.Anlatmakta zorlandığı konuları, oyun oynarken daha rahat ifade edebiliyor.
Örnekleri sayfalar dolusu yazabilirim.Her oyunun çocuklarıma ne kazandırdığını düşünmek yerine, eğlenceli vakit geçirip geçirmeyeceklerini düşünüyorum.Zorla faaliyet yaptırmıyorum.İstemedikleri oyunu oynamaya zorlamıyorum.Fikirlerini soruyorum.Kararlarına saygı duyuyorum.Oyun esnasında, kendilerini suçlu hissettirecek cümleler kurmuyorum.Özgür olacakları oyun ortamları yaratmaya çalışıyorum.
Oyun oynarken bol bol kahkaha atsınlar, öğrenirken eğlensinler istiyorum.
Oynayacağımız oyunun eğitici olup olmadığına takılıp kalmaktansa, çocuğumuzu ne kadar mutlu ettiğine odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum.
Sevgiyle kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder